Coğrafi Keşifler Nedir?


Coğrafi Keşifler Nedir


Coğrafı keşifler sadece yeni yerler keşfedip, sınırları büyütmek mi yoksa Cançao Do Mar isimli İberya ağıtında da söylenildiği gibi gidenlerin gelmediği fantastik bir yolculuk muydu?  Sahiden Coğrafi Keşifler ne idi?

Coğrafi Keşifler, 15. ve 16. Yüzyıllarda Avrupalılar tarafından yeni kıtalar ve yeni ticaret yolları keşfedilerek yapılan bir globalleşme hareketidir.

Döneminde dünyanın fabrikası olan Çin ve Hindistan, bir yanda geçiş güzergahı olan ve gümrük vergileriyle zenginleşen İslam Dünyası, bir yanda da izole ve küçük kıtada küçük devletlere ayrılmış olan Avrupa. Bilinmeyene olan merakı ve yeniliğe olan ihtiyacı ile Avrupa arayıştaydı. Arayışları okyanuslardaydı ve aradıklarını bulacaklardı. Avrupa’nın uygun gemilere ve cesur denizcilere ihtiyacı vardı ancak yapılan ilk seferler bu büyük hareketin parçası niteliğinde değil, alıştırması niteliğindeydi. İlk seferler Yeni kıtalara değil, Kara Kıta Afrika’ya yapıldı. Prens Henry nam-ı değer Gemici Henrique, denize hiç açılmamış olsa da ilk adımda ki payı büyüktü. Coğrafi Keşifler adına ilk gemiyi denize o indirdi ve döneminde Batı Afrika kıyıları, Madeira ile Yeşil Burun Adaları, Senegal ve Gambiya nehirlerinin ağzı keşfedildi. Ve işte tarih Prens Henry’i ‘’ Henry the Navigator’’ olarak yazacaktı aynı zamanda Bartolomeu Dias ve Vasco de Gama’yı var eden kişi olarakta.

 

                                                                                  - Bartolomeu Dias

Bartolomeu Dias… Lizbon’da bulunan Keşifler Anıtının en dikkat çeken yüzü, şanlı denizci.

Peki neydi Bartolomeu Dias’ı bu denli dikkat çekici ve şanlı kılan?

Hayatı hakkında çok bilgi bulunmayan Dias, kaşifliği ile ön plana çıkmaktadır ve bilgimiz dahi olmayan bu hayatı bu denli önemli kılan bir özelliktir işte bu kaşiflik. Kara Kıtanın en ötesine gitmeyi hedefleyen Dias ticaret yollarını değiştirmeyi hedeflemiş, bunu ancak ve ancak Afrika’nın ucunu keşfederse gerçekleştirebileceğine inanmıştır. 16 aydan fazla süren bu zorlu yolculukta birçok fırtınaya yakalanmış çoğu zaman ölümle burun buruna gelse de en nihayetinde günümüzde Ümit Burnu olarak adlandırılan Fırtınalar Burnunu keşfetmiştir. Ancak deniz sevdasından vazgeçmeyen Dias 1500 yılında yakalandığı bir fırtınada mürettebatı ile ölmüştür.


                                                                                     - Vasco da Gama
 

Vasco de Gama deyince kimisinin aklına Brezilya’da bir takım, kimisinin aklına ise Hindistan’dan Avrupa’ya Portakal Ağacını getiren ilk kişi gelir. 

Peki gerçekte Vasco de Gama kim? Aklımıza nasıl gelmeli?

Vasco da Gama, hayatını denizlere adayan ve çoğu zaman adı katliamlarla beraber anılan Portekizli kaşif. Birçok kişinin denizci olduğu dönemde kaşif olmak asıl hünerdi ve Vasco de Gama’nın Hindistan’a deniz yoluyla varması onun en büyük hüneriydi. 20 Mayıs 1498 yılında Hindistan’ın Kozhikode kentine varan Gama dönemin Baharat Yolu güzergahını ve tüm ülkelerin kaderini değiştirdi. Bundan 26 yıl sonra Hindistan’da ölen Gama’nın naaşı Portekiz’e getirilmiştir. Vasco da Gama sevenler onun kullandığı bir gemiyi Lizbon’da bulunan Museu de Marinha’da görebilirler.


                                                                                  -Cristopher Colombus


Bunca yerler keşfedilmişken Amerika’ya uğramadan olur mu? Olmaz tabi ki. Olmamışta zaten.

1492 yılında Cenovalı kaşif Kristof Kolomb'un Nina, Pinta ve Santa Maria gemileri Amerika kıyılarına yanaştığında onları Arawak kızılderilileri karşıladı..
Kızılderililerin inancında Tanrılar sakallıydı ve denizden gelmişlerdi..
Sakallı istilacıları görünce onları doğaüstü sandılar...Yüzerek selamladılar.

Mısır, patates ikram ettiler.. Atları, iş hayvanları, demir silahları yoktu. Ama kulaklarına ince altın süsler takıyorlardı..İşte o altınlar sonları oldu..

Kolomb kızılderililerle ilgili ilk izlenimlerini İspanya Kraliçesine şöyle yazmıştı..
“Bu insanlar o kadar yumuşak başlı, barışsever ki, yeryüzünde bunlardan daha iyi bir ulus bulunmadığına Majestelerinizin önünde ant içebilirim’’.Komşularını kendileri kadar seviyorlar, konuşmaları son derece tatlı ve kibar, konuşurken hep gülümsüyorlar; gerçi çırılçıplak dolaşıyorlar ama davranışları terbiyeli ve övgüye değer” Geminin seyir defterine de şunları eklemişti."Onlara kılıçlarımızı gösterdik. Demir silahları ilk kez gördükleri belli.’’ dedi Kolomb ve işte Amerika’nın kaderi bu şekilde değişmeye başladı.Yeni Amerika türlü türlü soykırımlara, göçlere, köleliğe döneminin iyi veya kötü olan her şeyine ev sahipliği yaptı.Birçok Avrupa devleti en büyük kolonilerini ve açık pazarlarını buraya kurdu.Hastalıklar kitle imha aracı olarak kullanıldı, Amerikan yerlileri yok olma eşiğine geldi. Yorgun kıtanın, yorgun göçmenlerinin 1776 yılında başlattığı bağımsızlık hareketi 1782 tarihinde son buldu. O tarihten itibaren dünya tarihinde hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Dünyanın kalbi artık Avrupadan değil buradan atmaya başladı ve atmaya da devam ediyor. 



Yorum Gönder

0 Yorumlar